cookie

We use cookies to improve your browsing experience. By clicking «Accept all», you agree to the use of cookies.

avatar

Edebiyat ve Şiir📚

Saklasam çocukları ve şiiri, yüreğimin en derinine İkisi de fazla güzel,bu çirkin dünya için.

Show more
Advertising posts
2 061
Subscribers
+724 hours
-227 days
-6130 days
Posting time distributions

Data loading in progress...

Find out who reads your channel

This graph will show you who besides your subscribers reads your channel and learn about other sources of traffic.
Views Sources
Publication analysis
PostsViews
Shares
Views dynamics
01
"O zamanlar sevmelere sahip çıkılırmış. Görmeden, duymadan, haber bile almadan tutulurmuş verilen sözler. Şimdiki gibi kaç kişiyi idare edebiliryorsun muhabbetleri dönmezmiş gençler arasında. Sevmek demek, yan yana gömüleceğin kişiyi seçmek demekmiş." Hikmet Anıl Öztekin
822Loading...
02
Cetlerimiz inşa etmiyorlar, ibadet ediyorlardı. Maddeye geçmesini ısrarla istedikleri bir ruh ve imanları vardı. Taş, ellerinde canlanıyor, bir ruh parçası kesiliyordu. Duvar, kubbe, kemer, mihrap, çini, hepsi Yeşil'de dua eder, Muradiye'de düşünür ve Yıldırım'da harekete hazır, göklerin derinliğine susamış bir kartal hamlesiyle ovanın üstünde bekler. Hepsinde tek bir ruh terennüm eder. Beş şehir Ahmet Hamdi Tanpınar
1540Loading...
03
Sevdiğin kadar sevileceksin. Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın. Bir gün yalan söyleyeceksen eğer bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.    Can Yücel
1490Loading...
04
Yol üstünde zincir şıkırtıları, Kuşların şarkısı. Ormanların ıslaklığı altında, Hindistan cevizi ağaçlarının yumuşak musikisinin serinliği Ateşler, çimende ateş, Kayat'ın madensi sıcak yapraklarında ateş. İnsanlığın büyük göçlerini bağrında taşıyan geniş keçi yolları, kapalı ufuklara doğru geniş keçi yolları, silah zoruyla açılmış keçi yolları. Foguerias'lar, danslar, tamtamlar, ahenkler. Aydınlığın ahengi, Rengin ahengi, Sesin ahengi, Hareketin ahengi, Çıplak ayakların kana bulanmış zincirlerin ahengi Sökülmüş tırnakların ahengi, Ahenkler, Sonsuz ahenkler, ey Afrika'nın kederli sesi. Agostinho Neto
1840Loading...
05
yıkık manastırın orda  kalbim ki,  o da  yıkıktı.  bir keşiş bıçağıyla dağlanmış  çiçek bozuğu,  çopurbir hayat  acıtıyordu beni  sevgilim.  her şeyin  hüzne vurduğu yerde  bütün saatlerin,  kuzguni bir denizi  çoğaltarak  hayat  acıtıyordu beni. Behçet Aysan
1920Loading...
06
Teller iletmez haber, direkler devrileli Kara habercidir göklerde kuşlar görüleli. Anam, bacım yok içinde, neremdir yareli? Adapazar! Erzincan oldun, türkülerdesin; Bir bahar akşamında ölün, yüreklerde yasın, Şahan mı vurdu kolun, yaralı turna mısın? Doyulmaz dünyada; insanın çilesi ölüm. Ne çare, geldi türküler yakılası ölüm Ah! böyle mi kahredilir? Yıkılası ölüm. Bu muydu çarşın, mahşer mi kurmuşlar yerine? Yine mi "çağrışak kurtlar ve kuşlar" yerine! Karalar giymişiz kutlu kumaşlar yerine. Gurbette yar vardı, mendili işlenilmemiş, Tarlalar hazandır, tütüne başlanılmamış. Bir mendil ver n'olur, çevresi yaşlanılmamış. Ağlarım; bu yürek sevdaya uyası değil, Türküm var: Harput, Diyarbakır mayası değil. Garibim: İçimde Eğin'in havası değil. Bir yaprak sarmadım yarana yaran çözerim. Bir mısra gülmedim, dosta ağıt düzerim, Uğruna destan yazılası, Adapazarım. Enver Gökçe
1870Loading...
07
Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden, Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak, Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak... Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta, Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta... Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller; Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller, Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer? Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta, Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta... Ahmet HAŞİM
2020Loading...
08
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer. Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer… Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla, öylesine derince bakmasalardı eğer… Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de, kalp,göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer… Can Yücel
2371Loading...
09
ateşte kor olup bitmekti dileğim. hayatın; köpüksüz ve huzurlu olduğu bir durgunlukta ani bastıran yağmurla gelen günün ilk ıslaklığına yenilmek evlerde ışıklar sönüyordu çünkü dalda kırılan rüzgâr goncasını tarlaya sunan çiçek gibi geceye devrilip bedenler evlerde ışıklar sönüyordu sizin coşkunuz seyirlik bir film gibi vururken şehrin kayalıklarına. temmuz katlanılmaz bir döneme açıyor dilini; basit ve ihtilal müttefiki bir mevsimin sıvasına dökülen yaprak sarısı gibi asit duyguyla bugün, hayatın bütün varsıllığı ipiltili geçkinlikler ardından kırılmış umutlardır her şey eğilir. dizinden vurulan bir ceylan gibi ruh da bir gün devrilir sevgili olup yara alıp hüzün akıp devrilmeden arınmaktı ateşte kor olup bitmekti dileğim hayatın köpüksüz ve huzurlu olduğu bir durgunlukta ani bastıran yağmurla gelen günün ilk ıslaklığına yenilmek. Azad Ziya Eren
2380Loading...
10
Bütün babalarımızın babalar günü kutlu olsun, ahirete göçmüş olanlara RABBİM rahmet eylesin mekanlarını cennet eylesin 🤲
110Loading...
11
Ben hayatta en çok babamı sevdim Karaçalılar gibi yerden bitme bir çocuk Çarpık bacaklarıyla -ha düştü ha düşecek Nasıl koşarsa ardından bir devin O çapkın babamı ben öyle sevdim Bilmezdi ki oturduğumuz semti Geldi mi de gidici - hep, hep acele işi Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi Atlastan bakardım nereye gitti Öyle öyle ezber ettim gurbeti Sevinçten uçardım hasta oldum mu, Kırkı geçerse ateş, çağırırlar İstanbul'a Bi helallaşmak ister elbet , diğ'mi oğluyla! Tifoyken başardım bu aşk oy'nunu, Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu, En son teftişine çıkana değin Koştururken ardından o uçmaktaki devin, Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için Açıldı nefesim, fikrim, canevim Hayatta ben en çok babamı sevdim Can Yücel
270Loading...
12
Seni anlatabilmek seni. İyi çocuklara, kahramanlara. Seni anlatabilmek seni, Namussuza, halden bilmeze, Kahpe yalana. Art arda kaç zemheri, Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu Dışarda gürül gürül akan bir dünya… Bir ben uyumadım, Kaç leylim bahar, Hasretinden prangalar eskittim. Saçlarına kan gülleri takayım, Bir o yana Bir bu yana…” Hasretinden prangalar eskittim Ahmed Arif
2410Loading...
13
Hep bilinen yaşantılar, Hep bilinen imgeler. Nasılsa bir düşte birleştiler, Sonsuz yeni biçimlerle. Hep bilinen duygular, Hep bilinen sözcükler. Nasılsa bir şairle buluştular, Sonsuz yeni şiirlerle. Sarhoş olunca anlar insan şarabın gücünü, Aşka düşünce aşkı: Siz benim şiirlerimi yazamazsınız Ben sizin düşlerinizi göremem. Hu Şö
2771Loading...
14
Anımsıyorum o büyülü ânı Karşımda beliriverdiğin, Uçup gidici bir hayal gibi, Dehası gibi saf güzelliğin. Bunluklarında ümitsiz hüznün, Telâşın yorucu tasalarında, Çınlardı o tatlı ses uzun uzun, O güzelim çizgiler görünürdü bana. Yıllar geçti. İsyancı dalgalarında fırtınaların Dağılıp söndü eski hayaller, Unuttum tatlı sesini senin Ve silindi Tanrısal çizgiler. Issızlıkta, karanlığında tutsaklığın Sessizce uzayıp gidiyordu günlerim Tanrısız, esinsiz, gözyaşsız, Yaşamsız ve sevgisizdim. Ve bir an geldi, uyandı ruhum: Ve işte sen yeniden belirdin, Bir hayal gibi, uçup giden, Dehası gibi saf güzelliğin. Ve yürek çarpıyor bir esrimeyle, Ve yeniden canlanıyorlar onda Tanrısallık da, esin de, Yaşam da, gözyaşı da, aşk da. Aleksandr Sergeyeviç Puşkin
2610Loading...
15
Zincire vurulmuş kitap gördüm, diyorsun. Ya kitaptaki insanlar, ya kitaptaki çocuklar? Sözler ve harfler? Ne yapıyorlar? İnsanlar ve çocuklar, sözler ve harfler, hep bir ağızdan türküye durdular gecelerden bir gece ve kitaptan çıkıverdiler türküyle. Sert rüzgârlardan geçtiler, sağnak yağmurlardan, tohuma ve ürünlere sımsıcak toprağa sığındılar. Zincire vurulmuş söz kaldı kitapta yalnızca ve söze dolanan birkaç kat zincir. Ante Popovski
2551Loading...
16
gözlerinin renginden almışsa ahengini ruhum nasıl unutur gözlerinin rengini uzaktan bakıyorun O'na hep yeşil yeşil bu vehimli muamma parlıyor ışıl ışıl yanıyor nağmelerin bedevî kanatları şahlandı obamızın doludizgin atları bir kum saatindeyim, yine tuttu kan beni çile bülbülüm çile feryadıyla ân beni binlerce ok ağlıyor kırdığımız yay için yıldızlar dökülüyor tutulan her ay için bu kuzgun vadisinde yanelim korkuları Dede'den dinleyelim en güzel şarkıları musıkî bahçesidir tende lisan-ı fıtrî asîl bahçıvanıdır o hanede, o Itrî endamını tasvire gücü yetmez tarifin kuşları uçuşuyor gökte Hacı Arif'in kumlara gömülmeden kervan, gönül çağında telâfisi imkânsız nağmeler tuzağında akmasın yüzümüze kötürümler pınarı devirdik, o devrilmez zannedilen çınarı yeşil yeşil bakamaz, kırmızıdır gözlerim öteye varsam bile, O'nu yine özlerim dinlediği şarkılar, arayıp bulun beni gülümün gözlerinde şehzâde kılın beni Nurullah Genç
2532Loading...
17
Başım yıldızlarla çarpışır Ayaklarım dağların doruklarındadır Evrensel yaşamın kıyılarında, Derin vadilerinde gezinir parmak uçlarım Derinlere, yaşamın asli özüne iskandil eder ellerim Mukadderatın çakıl taşlarıyla oynarım. Binlerce kez cehennemlere gidip döndüm Cennetin her köşesini tanırım, Tanrıyla düşüp kalktığımdan. Kanla su gibi oynar, dehşete şapka çıkarttırırım. Aşinayım çoktan güzelliği yakalamanın tutkusuna Dahası "uzak dur" diye yasaklanan her şeyin tümüne İnsanoğlunun müthiş isyanına. Benim adım gerçek’tir; Ben evrenin ele geçirilmez tek esiriyim. Bülent Kumral
2770Loading...
18
Bu akşam rüyamda Leyla'yı gördüm Derdini ağlarken yanan bir muma; İpek saçlarını elimle ördüm, Ve bir kemend gibi taktım boynuma Bu akşam rüyamda Leyla'yı gördüm. Leyla... Ela gözlü bir çöl ahusu Saçları bahtından daha siyahtır. Kurmuş diye sevda yolunda pusu Döktüğü gözyaşı, çektiği ahtır. Leyla... Ela gözlü bir çöl ahusu. Bir damla inciydi kirpiklerinde, Aşkın ızdırapla dolu rüyası Bir başka güzellik var kederinde Bir başka alem ki ruhunun yası Sessiz incileşir kirpiklerinde. Ahmet Hamdi Tanpınar
2940Loading...
19
Ateşiyle pürmelâl yandığım sen miydin ah Dallarına umutla konduğum sen miydin ah Bir kenarda bırakıp şehla defineleri Nice bin kez yolumdan döndüğüm sen miydin ah Göğsümün duvarına işledim hayalini Her saniye ismini andığım sen miydin ah Bu hazin kayboluşta, bu gönül sahrasında Bengisu diye içip kandığım sen miydin ah Nasıl da kuytulandı yüreğim köşelerde Tutundukça tahtından indiğim sen miydin ah Bazen cehenneminde eridiğim yanardağ Bazen kutuplarında donduğum sen miydin ah Dağıttı efsunumu saçlarında sünbüller Ruhuma leyla diye sunduğum sen miydin ah Nice güller var imiş senden daha kırmızı Hayatımın tek gülü sandığım sen miydin ah Nurullah Genç
3071Loading...
20
Taş bir sözcük düştü parçalandı Henüz yaşayan göğsümde. Zararı yok, ben zaten hazırdım. Gelirim bunun da üstesinden. Başımda işim çok bugün: Belleği sonuna değin öldürmek gerek, Taşlaşması gerek ruhun Ve yaşamayı yeniden öğrenmek. İşte… Yazın hışırdayan sıcak soluğu Bayram gibi sarıyor pencereyi. Ben çoktan sezmiştim bu Aydınlık günü ve boş evi. Anna Ahmatova
3240Loading...
21
Beni ta kalbimden vurdu gidişin, bütün umutlarım ağır yaralı. aklımdan çıkmıyor veda edişin, bütün duygularım ağır yaralı. aşkımız verirken en son nefesi, yıkıldı gönlümün sevda kalesi, sırtımda sanki bir bıçak darbesi, bütün anılarım ağır yaralı. dünyayı başıma yıkmışçasına, bağrıma kurşunlar sıkmışçasına, sanki bir savaştan çıkmışçasına, bütün anılarım ağır yaralı... Ahmet Selçuk İlkan
3451Loading...
22
Durdurabilirim diye sustum ayakların üşümesin diye Sustum ama üşüyorsun bir türlü engel olamıyorum Ayaklarından başlıyorsun üşümeye benim kulaklarıma vuruyor Şarkı söylüyorum ben de sıcak ülke şarkıları Evita dinliyorum sıkça bunu sen de yapmalısın Annemin ördüğü patikleri yollasam giymezsin bilirim Yine de boşlama kapıları belki bir yolunu bulur Tüylü bir çift ev terliğiyle kalkıp yanına gelirim.. Ali Lidar
3431Loading...
23
sen benim kalbimin bakıcısısın güldeki karanlık yazıdan bir mesel söylemek üzre olan sussam, razı değil dile söylesem, derin ve geleneksel bir hüzündür, dolaşır elden ele ah bedenin, zakkum bedenin! bir dağyolu tadında ve ben o yolu kalbiyle bilen yüzün gizemdir senin, yokluk! acı, sessizce yedi dildedir sevdalar kimdedir, kandedir ve depremler senin neren? kalbim buluşmamızdır, ey ceren! Hilmi Yavuz
3220Loading...
24
Çünkü bacakları uzun, mesafe tanımıyor Çünkü rüzgârın atında, büyük deneyiminde Elbette aşk beni geçer haritayı kendi çizmiş Dağları iyi biliyor, nehirleri de Bir ateşin koynunda uyuyorken bile geçer Serin su başlarında dinleniyorken bile Ve ben onun peşinden kurşun olsam yetişemem Okyanusa vardığında göle gelmiş olur muyum O çınar olduğunda yaprak olur muyum ben? Abdülkadir Budak
3410Loading...
25
Bir gece habersiz bize gel Merdivenler gıcırdamasın Öyle yorgunum ki hiç sorma Sen halimden anlarsın Sabahlara kadar oturup konuşalım Kimse duymasın Mavi bir gökyüzümüz olsun kanatlarımız Dokunarak uçalım. insanlardan buz gibi soğudum, işte yalnız sen varsın Öyle halsizim ki hiç sorma Anlarsın. Cahit Külebi
3502Loading...
26
Herkesin bir yağmuru vardır ve bir rüzgârı Aşk biraz ıslanmaktır Al götür beni o uzak yağmurlara Herkesin bir şiiri vardır ve bir şarkısı Aşk biraz çoğalmaktır Al götür beni o uzak şarkılara Herkesin bir akşamı vardır ve bir masalı Aşk biraz yorulmaktır Al götür beni o uzak akşamlara A. Hicri İzgören
3623Loading...
27
Gülüşün kovamaz lâcivert geceyi Bir hilâl belirir gecede, sâdece... Kederle de kararmaz gözlerinin lâciverdi Yıldızlar belirir, kayan yıldızlar Yeryüzündeki bütün yalnızlar Ürperir, derler ki “çocuk kederli” Sert çocuk, sarp çocuk, lâcivert Çocuk, Biraz neşelensen bu ne dert Çocuk? Ürkme baykuşlardan, baykuşlar güzel Keşki bu kadar azalmasalardı... Hele kirpiler, yarasalar Hepsinin başımın üstünde yeri var. Ölü değil senin gecen, canlılarla dolu çocuk Sisli çocuk, puslu çocuk, buğu çocuk. Hüsrev Hatemi
3691Loading...
28
Beni ta kalbimden vurdu gidişin, bütün umutlarım ağır yaralı. aklımdan çıkmıyor veda edişin, bütün duygularım ağır yaralı. aşkımız verirken en son nefesi, yıkıldı gönlümün sevda kalesi, sırtımda sanki bir bıçak darbesi, bütün anılarım ağır yaralı. dünyayı başıma yıkmışçasına, bağrıma kurşunlar sıkmışçasına, sanki bir savaştan çıkmışçasına, bütün anılarım ağır yaralı... Ahmet Selçuk İlkan
3591Loading...
29
Giyilmemiş çamaşırlar nasıl kokar bilirsin, Sandık odalarında; Senin de dükkanın öyle kokar işte. Ablamı tanımazsın, Hürriyette gelin olacaktı, yaşasaydı; Bu teller onun telleri, Bu duvak onun duvağı işte. Ya bu çamurdaki kadınlar? Bu mavi mavi, Bu yeşil yeşil fistanlı... Geceleri de ayakta mı dururlar böyle? Ya bu pembezar gömlek? Onun da bir hikayesi yok mu? Kapalı Çarşı diyip geçme; Kapalı Çarşı, Kapalı kutu Orhan Veli Kanık
3710Loading...
30
Sessiz sabırlı bir örümceği, İzledim küçük bir çıkıntının üzerinde duruyordu bir başına, İzledim çevreleyen sonsuz boşluğu keşfederken, İplikçikler fırlattı dışarıya, iplikçikler, iplikçikler, kendinin dışına, Hiç dolaştırmadan onları, hiç usanmadan hızlanarak. Ve sen ey ruhum duruyordun, Çevrilmiş, çözülmüş, uzayın sonsuz okyanuslarında, Durmadan düşünerek, tehlikeye atılarak, fırlayarak, çabalıyorsun dünyaları birleştirmeye, Gereksindiğin köprü kurulsun, tutsun saldığın yumuşak demir, Attığın ağın lifleri sarılsın bir yere, ey benim ruhum. Walt Whitman
3590Loading...
31
Genç çağdaydım, kendimi bir dikenli yolda buldum; Hıçkırıklar işittim, gül ve bülbül bağlarından. Felâketler topladım, Anadolu dağlarından; Uzun sazlı Âşıklar diyarında şair oldum. Ezgi koydum, âhlarla, figanlarla Türk şi'rine, Öz dilimle haykırdım, "Ey milletim, uyan!" diye; Viran yurdun dolaştım, bir şehrinden bir şehrine; Saç ve sakal ağarttım ben de, "Vatan, vatan!" diye. Mehmet Emin Yurdakul
3401Loading...
32
YARIM KALAN Sonbahar-96 Uykudan yarı uyanabilmiş bir sabah yıkılmış o küçük dünyanın ardından hıçkıran konuşma verilen yarım sözler yarı dağınık saçlar yarım bilet başlayacak o belirsiz bekleyiş yarıda kalmış aşkın; kalpleri buzlaştıran soğukluğu sonu görülememiş bir rüyanın yarı silik çizgileri parçalanmış ama doğruyu birlikte bulan iki ayrı yanlışız biz şimdi... Cem Güneş
3300Loading...
33
Bir şehirde birleşir İki kıta Birinin başlangıcıdır, Birinin sonu… Sol tarafında debdebeli geçmişinden yadigar kalen, Başı göklere yücelen Camileri, burçları, kaleleri; Durur bin yıldan beri. Sağ tarafında Modern evler, bankalar, oteller… Türkoğlu Gözlerinden sualler yağa yağa, Kâh sağa bakar, kah sola. İstanbul geçmişin vakurlu, şanlı, Bu günü özüne yad, Geleceği dumanlı… Bugün Bir ayağı Avrupadadır, Bir ayağı Asya’da Türkün. Bahtiyar Vahapzade
3522Loading...
34
sen ol küçük bir kıvrımdan, bir heceden aşk için bir vaha değil aşka otağ yaratan sen ol zihnimde yüzen dağınık şarkıları bir harfin başlattığı yangın  ile söndür beni bir ses sahibi kıl, kefarete hazırım öyle mahzun ki hüzün ciltlerinde adına rastlanmasın. İsmet Özel
3362Loading...
35
Fırtınalarda yolunu kaybeden gemi misali Rotasız ve pusulasız kalmışken yüreğim Ve hoyratça savrulurken bir limandan bir limana Teslim olmuşken kaderine Apansız sana rastladım o limanda Sen benim adını koyamadığımdın Senin adın kavuşmak olsun.. Sebahattin Abi
3544Loading...
36
sen say ki;  ben hiç ağlamadım,  hiç ateşe tutmadım yüreğimi,  geceleri, koynuma almadım ihaneti  ve say ki;  bütün şiirler gözlerini,  bütün şarkılar saçlarını söylemedi,  hele nihavent,  hele buselik hiç geçmedi fikrimden  ve hiç gitmedi,  bir topak kan gibi adın,  içimin nehirlerinden.. Ahmet Hamdi Tanpınar
3472Loading...
37
Ah kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlamaya Kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar Evler çocuklar mezarlar çizerek dünyaya Yitenler olduğu görülüyor bir türküyü açtılar mı Bakıp kapatıyorlar Geceye giriyor türküler ve ince şeyler Gülten Akın
3532Loading...
38
Bir gemi getirdim kapına: birlikte gidelim. Sen içli, uzun geceli kadınlar için yaratılmışsın, Uzun sabahlar için Buğday tarlaları, usulbaşlı geyikler, yollar için… Göğsüne düşür beni, yeryüzünün şarkılarını dinleyeyim orada Gecikirsek alıp başını gider aşkın usul ırmağı -küskün- Dönmez bir daha… Leyla Şahin
3861Loading...
39
Gözler kalbin aynasıdır derler ya. Bilemez kimse deniz gözlerin neler anlatır. Yalnızlığıma yoldaş, yüreğime sırdaştır bakışların. Bilirim, Ne zaman aynayım gözlerinde. Bakışların benden uzak olsa da, gözlerin zaten benimdir ya Sebahattin Abi
3612Loading...
40
Yeryüzündeki tüm kızıl taşlara Tanrının kanı sürülmüştür. Bu yüzden kızıl taşlar Çocukluğumuzu öğretir. Tanrı, biz çocukken, Yanımızda dolaşır. Küpemize dokunur Ve kolyemize. Pabuçlarımıza ve kurdelamızın Kız çocuk olmak kıvrımına girer Saklanır... Bejan Matur
3540Loading...
Photo unavailableShow in Telegram
"O zamanlar sevmelere sahip çıkılırmış. Görmeden, duymadan, haber bile almadan tutulurmuş verilen sözler. Şimdiki gibi kaç kişiyi idare edebiliryorsun muhabbetleri dönmezmiş gençler arasında. Sevmek demek, yan yana gömüleceğin kişiyi seçmek demekmiş." Hikmet Anıl Öztekin
Show all...
❤‍🔥 4
Photo unavailableShow in Telegram
Cetlerimiz inşa etmiyorlar, ibadet ediyorlardı. Maddeye geçmesini ısrarla istedikleri bir ruh ve imanları vardı. Taş, ellerinde canlanıyor, bir ruh parçası kesiliyordu. Duvar, kubbe, kemer, mihrap, çini, hepsi Yeşil'de dua eder, Muradiye'de düşünür ve Yıldırım'da harekete hazır, göklerin derinliğine susamış bir kartal hamlesiyle ovanın üstünde bekler. Hepsinde tek bir ruh terennüm eder. Beş şehir Ahmet Hamdi Tanpınar
Show all...
❤‍🔥 4
Photo unavailableShow in Telegram
Sevdiğin kadar sevileceksin. Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın. Bir gün yalan söyleyeceksen eğer bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.    Can Yücel
Show all...
❤‍🔥 4🔥 1
Photo unavailableShow in Telegram
Yol üstünde zincir şıkırtıları, Kuşların şarkısı. Ormanların ıslaklığı altında, Hindistan cevizi ağaçlarının yumuşak musikisinin serinliği Ateşler, çimende ateş, Kayat'ın madensi sıcak yapraklarında ateş. İnsanlığın büyük göçlerini bağrında taşıyan geniş keçi yolları, kapalı ufuklara doğru geniş keçi yolları, silah zoruyla açılmış keçi yolları. Foguerias'lar, danslar, tamtamlar, ahenkler. Aydınlığın ahengi, Rengin ahengi, Sesin ahengi, Hareketin ahengi, Çıplak ayakların kana bulanmış zincirlerin ahengi Sökülmüş tırnakların ahengi, Ahenkler, Sonsuz ahenkler, ey Afrika'nın kederli sesi. Agostinho Neto
Show all...
❤‍🔥 1
Photo unavailableShow in Telegram
yıkık manastırın orda  kalbim ki,  o da  yıkıktı.  bir keşiş bıçağıyla dağlanmış  çiçek bozuğu,  çopurbir hayat  acıtıyordu beni  sevgilim.  her şeyin  hüzne vurduğu yerde  bütün saatlerin,  kuzguni bir denizi  çoğaltarak  hayat  acıtıyordu beni. Behçet Aysan
Show all...
❤‍🔥 1
Photo unavailableShow in Telegram
Teller iletmez haber, direkler devrileli Kara habercidir göklerde kuşlar görüleli. Anam, bacım yok içinde, neremdir yareli? Adapazar! Erzincan oldun, türkülerdesin; Bir bahar akşamında ölün, yüreklerde yasın, Şahan mı vurdu kolun, yaralı turna mısın? Doyulmaz dünyada; insanın çilesi ölüm. Ne çare, geldi türküler yakılası ölüm Ah! böyle mi kahredilir? Yıkılası ölüm. Bu muydu çarşın, mahşer mi kurmuşlar yerine? Yine mi "çağrışak kurtlar ve kuşlar" yerine! Karalar giymişiz kutlu kumaşlar yerine. Gurbette yar vardı, mendili işlenilmemiş, Tarlalar hazandır, tütüne başlanılmamış. Bir mendil ver n'olur, çevresi yaşlanılmamış. Ağlarım; bu yürek sevdaya uyası değil, Türküm var: Harput, Diyarbakır mayası değil. Garibim: İçimde Eğin'in havası değil. Bir yaprak sarmadım yarana yaran çözerim. Bir mısra gülmedim, dosta ağıt düzerim, Uğruna destan yazılası, Adapazarım. Enver Gökçe
Show all...
❤‍🔥 2
Photo unavailableShow in Telegram
Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden, Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak, Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak... Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta, Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta... Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller; Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller, Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer? Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta, Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta... Ahmet HAŞİM
Show all...
❤‍🔥 5
Photo unavailableShow in Telegram
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer. Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer… Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla, öylesine derince bakmasalardı eğer… Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de, kalp,göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer… Can Yücel
Show all...
❤‍🔥 5
Photo unavailableShow in Telegram
ateşte kor olup bitmekti dileğim. hayatın; köpüksüz ve huzurlu olduğu bir durgunlukta ani bastıran yağmurla gelen günün ilk ıslaklığına yenilmek evlerde ışıklar sönüyordu çünkü dalda kırılan rüzgâr goncasını tarlaya sunan çiçek gibi geceye devrilip bedenler evlerde ışıklar sönüyordu sizin coşkunuz seyirlik bir film gibi vururken şehrin kayalıklarına. temmuz katlanılmaz bir döneme açıyor dilini; basit ve ihtilal müttefiki bir mevsimin sıvasına dökülen yaprak sarısı gibi asit duyguyla bugün, hayatın bütün varsıllığı ipiltili geçkinlikler ardından kırılmış umutlardır her şey eğilir. dizinden vurulan bir ceylan gibi ruh da bir gün devrilir sevgili olup yara alıp hüzün akıp devrilmeden arınmaktı ateşte kor olup bitmekti dileğim hayatın köpüksüz ve huzurlu olduğu bir durgunlukta ani bastıran yağmurla gelen günün ilk ıslaklığına yenilmek. Azad Ziya Eren
Show all...
❤‍🔥 2
Bütün babalarımızın babalar günü kutlu olsun, ahirete göçmüş olanlara RABBİM rahmet eylesin mekanlarını cennet eylesin 🤲
Show all...
❤‍🔥 1