cookie

We use cookies to improve your browsing experience. By clicking «Accept all», you agree to the use of cookies.

avatar

Özgürlük Mitingi Türkiye 🇹🇷 World Wide Rally Turkey🇹🇷

https://t.me/worldwideTurkey 🇹🇷 Bu kanalda Türkiye'deki Demokrasi - Özgürlük - Dayanışma için mitingler hakkında tüm bilgileri bulacaksınız. 🌏Dünya Çapında Gösteri🌎 t.me/worldwidedemonstration E-mail: [email protected]

Show more
The country is not specifiedThe language is not specifiedThe category is not specified
Advertising posts
706
Subscribers
No data24 hours
No data7 days
No data30 days

Data loading in progress...

Subscriber growth rate

Data loading in progress...

Repost from Corona Gerçeği
TENİS'İN 1 NUMARASI AJISIZ DJOKOVIC ROMA'DA ŞAMPİYON Novak Djovkovic önceki gün Roma'da Masters'ı kazandı. Finalde Stefanos Tsitsipas'ı yendi. Maçtan sonra tenis dünyasının 1 numarası 10.500 kişi tarafından ayakta alkışlandı! Şubat 2022'de Zorona çılgınlığının ortasında, 20 kez Grand Slam kazananı Zorona'ya karşı ajı olmak yerine rekorlardan ve unvanlardan vazgeçmeyi tercih ettiğini açıkça belirtmişti: "Bu, ödemeye hazır olduğum bir bedel." ve BBC muhabiri şaşkınlıkla sorduğunda: "Neden Novak? Neden?" Sırp'ın yanıtı: "Çünkü bedenim hakkında karar verebilmek, herhangi bir unvandan veya herhangi bir şeyden daha önemli." Önceki gün, son koltuğa kadar dolu olan Center Court'ta Djokovic’in tavrı ve cesareti onurlandırıldı! https://t.me/lichtweltverlag/1308
Show all...
Lichtwelt Verlag

🇮🇹 ROM - STANDING OVATIONS VON 10.500 ZUSCHAUERN FÜR NOVAK ĐOKOVIĆ Novak Đoković hat gestern das Masters in Rom für sich entschieden. Im Finale schlug er Stefanos Tsitsipas. Nach dem Spiel gab es für die Nummer 1 der Tenniswelt stehenden Beifall! Ganz bestimmt auch deshalb, da der Ausnahmesportler die COVID-"Impfung" entschieden ablehnt. Denn im Februar 2022, inmitten des Corona-Irrsinns, machte der 20-fache Grand-Slam-Sieger klar, dass er lieber auf Rekorde und Titel verzichtet, als sich gegen Corona impfen zu lassen: "Das ist ein Preis, den ich bereit bin zu zahlen." Und als der BBC-Interviewer fassungslos nachfragt: "Warum Novak? Warum?" Die Antwort des Serben: "Weil die Entscheidungsfähigkeit über meinen Körper wichtiger ist als jeder Titel oder alles andere." Gestern wurden seine Haltung und sein Mut am bis zum letzten Platz gefüllten Center Court honoriert! Es ist ein sehr gutes Zeichen, dass so viele Menschen im Dickicht der Propaganda das Wahre immer noch sehen können. ➡️ Video

Repost from Corona Gerçeği
Photo unavailableShow in Telegram
Bu ülkelerin toplam nüfusu 780 milyon olup, bunların %90'ından fazlası ajısızdır. TOPLU MEZARLAR NERDE ? Bu ülkelerin çoğunda sokağa çıkma yasağı, sosyal mesafe veya maske zorunluluğu bile yoktu. Ajılar biyolojik silahlardır. 📌 https://ourworldindata.org/covid-vaccinations 📌 https://tr.wikipedia.org/wiki/Nüfuslarına_göre_ülkeler_listesi
Show all...
"COVID-19 sahte salgını, Şeytani Elitin devletleri, tıp ve sağlık kurumlarını, medya ve uluslararası ajansları kullanarak iki sene boyunca bitmek bilmeyen resmi yalanları halka pompalayarak insanlara olmayan bir virüsün varlığına inandırmak ve tek çare olarak nefes alma organlarını kapatıp, zehir dolu şırıngaların herkese enjekte edilmesi gerektiğine inandırılmaya çalışıldığı psikolojik bir operasyondu. Tıp uzmanı adı altındaki resmî kurumlardaki insanlar olmayan virüsün var olduğu yalanını ve ağzını burnunu kapatıp nefessiz kalmanın iyi bir şey olduğu yalanını söylemek üzere baskı altına alındı, doktorlar hemşireler resmî şartnamelerin dayatıldığı hastanelerde hastalarını remdesevir denen zehirli ilaç ile ve solunum cihazı takarak öldürmeye katılmaya aksi taktirde işini ve kariyerini kaybetme tehdidi altında kaldı. Tıp pratiğine benzeri görülmemiş hastaları göz göre göre öldüren uygulamaların doktorlar ve sağlık çalışacakları tarafından acımasızca uygulandığını gördük. Dünya tarihinde ilk kez devlet başkanları, valiler, belediye başkanları, bürokratlar, hatta işyerleri halka belli bir tıbbi yöntemi zorla dayatmaya başladı. Bilimsel hiçbir temelli olmadığı halde ve hatta deneyimle yanlış olduğu kolaylıkla fark edilen maske gibi bir saçmalığın halk tarafından uygulanması için para cezaları ve polis şiddeti uygulandı. Tıp tedavi tarihinde ilk kez, protokoller tepeden inme bir şekilde, alt tabakadaki hiçbir uzmana danışılmaksızın Şeytani Elitin kontrolündeki DSÖ, CDC gibi kurumlarla ve Anthony Fauci, Bill Gates gibi şarlatanlarla yönlendirildi. Medya (TV, gazete, dergi vb.), tıp dernekleri, devlet sağlık kurulları ve sosyal medya sahipleri, bu sözde “pandemi” ile ilgili tek bilgi kaynağı olarak kendilerini atamışlardır. Aksini iddia eden web siteleri kaldırıldı, aksini iddia eden herkes bunun içine viroloji, bulaşıcı hastalıklar, pulmoner kritik bakım ve epidemiyoloji alanlarında son derece güvenilir ve deneyimli klinik doktorlar ve bilimsel uzmanlarda dahil olmak üzere karalandı, kariyerleri yok edildi ve tüm muhalif bilgiler, en iyi uzmanlardan kaynaklansa bile “yanlış bilgi” ve “tehlikeli” yada “komplo teorisi” olarak etiketlendi. Maske Şeytani bir ritüelin tüm insanlar tarafından uygulanması için ve insanlara “ortalıkta bir hastalık geziyor” izlenimi yaratmak için dayatılan bir büyü aracı idi. Ancak nihai hedef herkesin gönüllü olarak kolunu açıp kendisine zehir enjekte edilmesini kabul etmesi ve itiraz etmeden ya mezara girmesi yada kronik hastalıklarla uğraşacağı yıllara hazırlanması içindi. Şeytani Elit bu aptallık testinde kalmış olan zehiri itiraz etmeden kendine enjekte etmeye razı olanların yeterince olmadığını gördüğünde tehdit yoluyla razı etmeye çalıştı. Aşı olmayanlara seyahat etmek, otellere, konserlere girmek yasaklandı. Şeytani Elit emretti dünyadaki tüm satılmış bürokratlar bunu uyguladı. Yetmedi, daha fazla kişiyi zehirlemek istiyorlardı. Bütün büyük şirketler Şeytani Elitin kontrolü altındaydı. Emrettiler aşı mecburi hale geldi. İnsanlar işini kaybetme tehdidi altında ya aç kalacak, evini çoluk çocuğunu geçindiremeyecekti yada zehiri kendine enjekte etmeye razı olacaktı. O da yetmedi aşı olmadan marketlere girmek yasaklandı. İnsanlar aşı kartı olmadan yiyecek alamayacaktı. Baskılar, direnişler altında geçirdiğimiz kara bir 2,5 sene sonunda bir çoğumuz şeytanı def etti. Direndi, itiraz etti, tartıştı. Yalanları ifşa etti, insanlara doğruları anlattı. Maske takmadı, asla zehiri kendine enjekte etmedi. Şüphesiz tüm insanlık olarak birleşip şeytana karşı direnseydik şeytan çoktan pes ederdi. Ancak insanların çoğu şeytana teslim olmuştur. İçimizdeki cengaverler tüm insanlık için mücadele etti ve sonunda şeytanın kendini Rabbine adayanlara gücünün yetmediğine şahit olduk. 4:76 …Kuşkusuz, şeytanın hilesi zayıftır. 16: 99 İnanıp Rab'lerine güvenenlere onun bir gücü yoktur. 16:100 Onun gücü, kendisini dost edinenlere ve onu Rab'lerine ortak koşanlaradır." -Alıntı
Show all...
Photo unavailableShow in Telegram
Plandemi sürecinde gerçekleri yazan ve bizi destekleyen tek gazeteci. Yaptığı haberler yüzünden iftira atıldı (Susturulmak isteniyor) ve 12 Gündür kanunsuz olarak cezaevinde tutuluyor. Dün akşam tag baslattik, gündeme de girdi ve devam ettirmek istiyoruz. Desteklerinizi bekleriz. Yanımızda gerçek anlamda duran tek medya mensubunu kaybetmeyelim. Twitter tag ismi: #Kocaelidekumpas
Show all...
Photo unavailableShow in Telegram
19 Mayıs Türkiye'nin her ilinde belirlenen meydanlarda Plandemi süreciyle birleşmemizin 2. yılımızda 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'mızı kutlu olsun.
Show all...
ÖNEMLİ DUYURU!! 22-28 Mayıs 2022'de ülkemizin de dahil olduğu 193 ülkenin sağlık sistemi ve dolayısıyla ulusal egemenliği üzerindeki nihai kontrolu Dünya Sağlık Örgütü'nün yasama organı olan Dünya Sağlık Meclisi'ne (WHA) teslim edilecek. Biden yönetimi tarafından önerilen ve 22-28 Mayıs 2022'de yapılacak konferansta “Geçici gündem maddesi 16.2” olarak planlanan DSÖ'nün Uluslararası Sağlık Tüzüğü'nde yapılan yeni değişiklik varolan tehdite ilaveten çok daha ciddi bir tehdittir!! Bu değişiklikler, DSÖ Genel Direktörüne herhangi bir ülkede sağlıkla ilgili acil durumları veya krizleri tek taraflı olarak ilan etme yetkisi verecek.Genel Direktör, bu sağlık krizlerini yalnızca kendi kişisel görüşüne veya diğer uluslara yönelik potansiyel olası bir tehdit olduğuna dair değerlendirmesine dayanarak ilan edebilecektir. Biden İdaresi'nin önerdiği değişiklikler kabul edilirse şayet ulus devletlerin bağımsızlığı ve egemenliği büyük ölçüde tehlikeye atılacak ve DSÖ'ye ait olan dünya nüfusunun %99,44'ünü temsil eden BM'nin 193 üye ülkesinin tamamı için geçerli olacak! Bu düzenlemeler “15 Haziran 2007'de yürürlüğe giren uluslararası hukukun bağlayıcı bir belgesidir”. BM üye devletinin kanunen bunlara uyması veya boyun eğmesi istenebilir. 18 Ocak 2022'de, Biden İdaresi yönetiminin önerdiği değişiklikle DSÖ Genel Direktörü'nün üzerindeki tüm prangalar kaldırılacak ve böylece sağlıkla ilgili acil durumları dilediği zaman ilan edebilecek ayrıca herhangi bir ülkenin sözde sağlık kriziyle başa çıkmak için, belirtilen isteklerine rağmen, diğer ülkeler ve dünya çapındaki diğer kuruluşlarla işbirliği yapmak için önemli adımlar atma hakkı verecek. Acil sağlık durumlarını ilan etme gücü, ulusları korkutmak ve onlara hükmetmek için potansiyel bir araçtır.  Değişiklikleri Durdurmak İçin Ne Kadar Zamanımız Var?!! Önerilen değişikliklerin içeriği kamuya açıklanmadı ve planlanan oylamadan önce protesto etmek için çok az zaman kaldı. Belirtildiği gibi, değişiklikler planlanmıştır ve neredeyse kesin olarak 22-28 Mayıs 2022'de yürürlüğe girecektir.  Mevcut DSÖ düzenlemeleri daha sonra bir ulusun değişiklikler için "evet" oyunu geri çekebileceği 18 aylık bir ödemesiz süre sağlar, ancak önerilen değişiklikler bu fırsatı altı aya indirecektir. DSÖ'nün ulusal egemenliğimizi ve özgürlüğümüzü devralmasını sağlayacak olan yetkilendirmeyi durdurmak için devletimize yeterli baskıyı uygulamak da dahil olmak üzere halkımıza bu konuda acilen gerekli bilgilendirmeyi sağlamak zorundayız!!
Show all...