cookie

We use cookies to improve your browsing experience. By clicking «Accept all», you agree to the use of cookies.

Advertising posts
797
Subscribers
No data24 hours
No data7 days
-830 days

Data loading in progress...

Subscriber growth rate

Data loading in progress...

‎Hicret Yıldız İmamoğlu kişisinden fotoğraf
Show all...
‎Hicret Yıldız İmamoğlu kişisinden fotoğraf
Show all...
‎Hicret Yıldız İmamoğlu kişisinden fotoğraf
Show all...
📗 *4 Zilkade 1445* *12 Mayıs 2024 Pazar* *İlim Meclisi Dersleri*📚
Show all...
O dönemde, Haçlıları Müslümanlara tercih edip İslâm aleyhine iş birliği yapan gulât zümreler; Bâtınî Haşhaşî sapkınlar vardı. Ne garip ki, bugün de İslâm’a ve ümmete karşı aynı amaçla ve fakat farklı isim ve yöntemlerle hile ve ihanete devam eden zümreler iş başındadır... (Gazze Risalesi’nden notlar, Ramazan YAZÇİÇEK) Rabbim aklımızı muhafaza etsin. Şayet ona sığınmakta geç kalırsak yolumuzu bulamayız. Rabbim cümle ümmete; üretip durduğu bir din ile değil, Kendisiyle emrolunduğu din üzere dosdoğru olmayı nasip etsin.
Show all...
GAZZE RİSALESİ (7.Bölüm) Batı’nın Sabıka Kaydı Batı, Arap dünyası ve Afrika’daki totaliter rejimlerin sebebi olarak İslâm’ı göstermektedir. Akademik dünyada masum gibi gözüken birçok teolojik (dinsel) tartışmanın arka planındaki siyasî saik(siyasi yol göstericilerin hesabı), gayri İslâmî teo-politik hesaplara dayanmaktadır. Bilimsellik kisvesiyle ortaya konulan melez fikirler ve yaşananlar da bunu göstermektedir. Meseleler değerlendirilirken arka plan asla göz ardı edilmemeli, bu bağlamda dile getirilenlerin saf teoloji olmadığı bilinmelidir... Teolojik ve siyasî arka plan, tefekkür (fikir yürütmek), tedebbür (meselenin önünü arkasını iyice anlamak) ve taakkul (Akletmek Fıkhi sonuçları keşfetmek) ile okunmalıdır. Batı tarafından problem haline getirilmek istenen amaç, bizatihi vahyin hedefiyle alâkalıdır. Bunu da Hıristiyanî okumaya kıyasla yapmak istemektedirler. Farklı bir ifadeyle Batı, ‘Protestan bir İslâm’ peşindedir. Oysa İslâm inancında vahyin hedefi, yaşamın sadece sınırlı alanlarına söz söylemekten ibaret değildir... İslâm, insanların toplam yaşantılarına söyleyecek sözü olan, zaman ve mekânla sınırlı olmayan; hayatın bütün boyutlarına dair emir ve yasaklar cihetiyle prensipler vaz’ eden, ‘tek hak din’dir. Dinin hayat tarzı olması; dinin, Allah’a has kılınması da bu anlamdadır. Modernliğin kurucu aklı kendi alternatifini içinden çıkarıyor. Kapitalizmin kurucu aklı sosyalizmin de kurucu aklıdır. Her yanlışın karşısındakinin illaki ‘doğru’ olmadığı bilinmelidir. Nitekim tuğyan, her dönemde alternatifini kendi içinden çıkarma peşindedir. İzm’ler, aynı tanrı tanımaz yaklaşımdan neşet eden (ortaya çıkan) ayrı cinsiyetteki ikiz çocuklar gibidirler... Dünyayı bir savaş ve kavga arenasına çeviren Batılılar, insanlığa yeni bir ruh verebilecek tüm teorik ve pratik imkânlardan yoksundurlar. Batılılar, diğerleriyle kurduğu ilişkileri, ‘Ya asimile olacaksınız (bana benzeyeceksiniz) ya da elimine olmaya razı olacaksınız!’ ilkesizliği üzerine kurmuştur... İzahtan vâreste olduğunu düşündüğümüz bu tespit, kendi medeniyet kodlarımıza; yani fıtrî ve vahyî olana dönme zorunluluğuna işarettir. Yaşadığımız çağ, şiddet yüklü bir çağdır. Dönem, zulümâtı nura çeviren Risâlet’in geldiği zamanki gibi karaları ve denizleri fesâdın kapladığı bir dönemdir âdeta. İçinde yaşadığımız süreç bundan sonrası için de sancılı ve kaotik bir geleceği işaret ediyor. Bunun sebebi Batı uygarlığının yaşadığı serüvenin gizli kodlarında saklıdır. O kodlar, bozuk tanrı anlayışından kaçarken topyekûn Allah inancına savaş açmayı barındırıyor. Bir diğer kod, cehennemin öteki yakası diye betimlediğimiz, aklın yok sayılması/aklın doğru kullanılmamasıdır. (Bkz. Yûnus, 10/100; Haşr, 59/14; Ankebût, 29/63) Bunun diğer adı, mistisizm musibetidir. Modern dünya bugün iki cehennemi; aklı ilâhlaştırma ve aklı yok sayma cehennemini birlikte yaşamaktadır. Garaudy’nin naklettiği Kızılderililerin imhası anlatıları, Batı’nın sabıka kaydını ele veren bir örnektir. Garaudy, Batı’nın dehşete düşürücü talan ve soykırımlarını anlatırken diyor ki, “On iki milyondan fazla insan telef edildi. Köpeklerini beslemek için zincirlere vurulmuş Kızılderililer getiriliyor... Onları öldürüyorlar ve insan etinden gezici bir kasap dükkânı işletiyorlardı.” Dünden bugüne, tüyleri ürperten nice dehşet verici katliam ve köleleştirme hikâyeleri modern dünyada; çağdaş Batı’da yaşanmaktadır. Birinci Haçlı Seferi sırasında sadece Antakya ve Maarratu’n-Nûmân’da gerçekleşen Fransızların soykırım ve yamyamlıkları bile Batı’nın utanç tablosunu tek başına sergilemekte yeterlidir. O gün, katledilenlerin pişirilerek yenilmesi, insanlığın hafızasına kazınmış dehşet sahnelerini içerir. Yamyamlık, Orta çağ Avrupası’nda ilk defa ve buralarda yaşananlarla sınırlı değildir. Haçlı barbarların, işgal ettikleri İslâm beldelerinde yetişkin Müslümanları kazanlarda kaynattıklarını, çocuklarını ise şişe geçirerek kızartıp yediklerini birçok Batılı tarihçi, şair ve kralların itiraflarından öğreniyoruz.
Show all...
260. Sayfa
Show all...
260. Sayfa
Show all...
📗 *3 Zilkade 1445* *11 Mayıs 2024 * Cumartesi* *İlim Meclisi Dersleri*📚
Show all...