cookie

Utilizamos cookies para mejorar tu experiencia de navegación. Al hacer clic en "Aceptar todo", aceptas el uso de cookies.

avatar

Hendek Ehli

“İnsanlar bir şeyde ihtilaf ettikleri zaman hendek ehline (yani savaş ve ribat ehline) bakın. Zira hak onlarla beraberdir. Çünkü Allah ﷻ “Uğrumuzda cihad edenleri elbette ki yollarımıza hidayet edeceğiz.” (Ankebut, 69) buyurmaktadır. @hendkehli_bot

Mostrar más
Publicaciones publicitarias
1 215
Suscriptores
+624 horas
+467 días
+21430 días

Carga de datos en curso...

Tasa de crecimiento de suscriptores

Carga de datos en curso...

أَرَاكَ هَجرتَنِي.mp32.76 MB
Photo unavailableShow in Telegram
20'li yaşları görmeden şu dünyadan göçüp gitmeyi arzulayan gençlerdik. Ömrümüz uzadı, günahlarımız çoğaldı. Şehadete yürüyen kardeşlerimizle aramıza, benliğimizi kaybettiğimiz yıllar girdi. Vallahi bu ömür, uzun bir ömür oldu...
Hendek Ehli
Mostrar todo...
💔 18 6👍 1
Zilhicce hilali görülmüştür. Rabbim salih amellere muvaffak eylesin. Cumartesi günü Arefe, Pazar günü ise Bayramın 1. günüdür.
Mostrar todo...
8🕊 4
Mübarek Şam Ehlinin Ahde Vefası Karşısında Müstekbir Tağutların Şam Ehline İhaneti Kudüs'ten bir kıssa; sana önceleri nasıl olduğumuzu ve ne hale geldiğimizi haber verecektir. Önceleri Kudüs'te hacılar sokağı diye bilinen bir çarşı varmış ve o çarşı şuan hala Tavil (uzun) çarşı olarak bilinir. Hacılar Kâbe'ye gitmeden önce, bu çarşıya gelir, burada bulunan dükkanlara emanet paralarını bırakır giderlermiş. Altını çizerek diyorum bunlar Türk, Kafkas ve diğer acem olan muhacirlermiş. Hacılar, hacdan geri döndüklerinde paralarını teslim alıp kendilerine lazım olan eşyalarını satın alıp ülkelerine dönerlerdi. Her zaman olduğu gibi yine Filistin halkından olmayan biri herhangi bir dükkana kırmızı kesesiyle girip dükkan sahibine geri döndüğünde Şam'dan alışveriş yapması için, üç bin dirhemi emanet edip, o da paraları sayıp anlaşmaları doğrultusunda hac için yola çıkardı. Tabii Hac mevsiminin bitmesiyle, adam dükkana girer ve dükkan sahibini görmeyince nerede olduğun sorar. İşçiler evdedir, birazdan geleceğini söyler ve dükkan sahibi gelmesiyle, bizim hacı abimiz ondan emanet ettiği parayı talep eder. O da: Bize ne kadar emanet bıraktın? der. Hacı: Üç bin dirhem Adam: İsmin nedir? Hacı: Falanca, beni hatırlamadın mı? Adam: Hangi günde bıraktın? Hacı: Şu günde bıraktım demesiyle, adam sorularından şüphe etmeye başlamış ve kesenin rengi nedir demiş. Hacı: Kırmızı keseydi. Adam: Peki o zaman, otur hemen geliyorum der. Adam işçilerine misafir için yemek söyletmiş ve ona acele işim var hemen geliyorum deyip çıkmış. Hacının kısa vakit beklemesiyle adam kırmızı kesede üçbin dirhem getirip ona teslim etmiş. Hacı abimiz parayı sayıp miktardan emin olunca "cezekeallahu hayran" deyip ayrılmış. Hacı yolda yürürken birden şaşırtıcı birşey olmuş ve başka dükkana yaklaşırken, emin olmak için dükkan girer ve sürprizle karşılaşır. Aslında emanet parasını bıraktığı dükkan buymuş. Dükkan sahibine selam verince o da selamını alıp Allah senden kabul etsin ve sağ salim döndüğün için Allaha hamd olsun. Buyur bu senin kesen, içinde üç bin dirhem olan emanetin demiş. Hacı abimiz şok içinde neye uğradığını şaşırmış. Ona yaşadığı kıssayı ve dükkan sahiplerini karıştırdığını ve benden şüphe etmeden malı geri bana teslim ettiğini anlatmış. Karıştırdıkları adamın yanına gidip, sen buna sana bir emanet vermediği halde nasıl mal verirsin? diye sormuşlar. Adam: Allaha yemin olsun ki ne onu tanıyorum, ne de bana mal bıraktığını hatırlıyorum. Lakin onun doğru söylediğini ve burda yabancı olduğunu görünce ona bu emaneti vermezsem, ülkesine valizi boş ve kalbi kırgın şekilde dönecekti. Olup bitenleri ailesine anlatıp Kudüs'te malım çalındı diyecek ve bu haber, bir kişi bu malı çaldı olarak değil de; Kudüs ehli emanete ihanet ediyor olarak yayılacaktı. Ve şu ayeti hatırladım; "Birbirinize güvenmişseniz kendisine güvenilen, emaneti geri versin ve Rabbi olan Allah’tan korksun." Bakara, 283.. Ve dedim ki; bu hacı sadece dükkan sahibine değil, tüm Kudüs halkına güvenmiş. Ben de gidip fiyatı bin dirhem olan malımı sattım ve tabii para yetmeyince bin beşyüz dirhem arkadaşımdan borç aldım. Bende de beşyüz dirhem olduğu için bana tarif ettiği üzere kırmızı bir kese bulup içine koyup hacı abiye teslim ettim. Bunun üzerine hacı abimiz bu amelin sena ve teşekkürü bulunup malı geri adama teslim etmiş.. Bu adam sırf beldesinin ve sakinlerinin kötü duyulmasından çekindiği için malını feda etti. Bugün ise Tağut yöneticiler ve onların destekçileri; topraklarına, beldelerina, mallarına, kullara, ırzlarına ve haklarına ihanette bulunuyorlar. Gazze ehlinin, yaralarıyla ticarette bulunuyorlar. Bugün, yönetici ve avaneler için insanların mallarını batıl ile yemek doğru olmuş, onları satma konusunda maharetli ve zeki hale gelmişler. Bugün ise insanlar arasında misal vermek için eminlik artık nadir birşey olmuş. Allahım bu hırsız yöneticiler ve hain ajanlardan bizleri kurtar. Allahumme Amin. Tercüme: Risale
Mostrar todo...
Photo unavailableShow in Telegram
BİR HİCRET HİKAYESİ Bu zamana kadar hep şehadet hikâyeleri dinlemişsinizdir. Bende size bir hicret hikâyesi anlatacağım inşaallah. Ölü kalblerin dirilmesine, adım atacaklara cesaret olması dileğiyle... Hicret etmeden önce hayatını sorgulamaya başlıyorsun, dinin uğruna başına gelenler bu sorgulamayı dahada artırıyor. En son diyorsun ki ben buraya ait değilim! Bundan sonra yeryüzü tüm genişliğine rağmen dar geliyor, kalbin artık dünyevi olarak birşey hissetmiyor, herşey anlamsız geliyor zaman zaman ölümü düşünüyorsun aklına Nisa suresi 97.Ayet geliyor: "Kendilerine zulmetmekteler iken meleklerin canlarını aldığı kimseler var ya; melekler onlara şöyle derler: “Ne durumdaydınız? (Niçin hicret etmediniz?)” Onlar da, “Biz yeryüzünde zayıf ve güçsüz kimselerdik” derler. Melekler, “Allah’ın arzı geniş değil miydi, orada hicret etseydiniz ya!” derler...". Öyle ya melekler bigün canımızı almaya gelecekler. 3 canın yok ki? Madem ölüm 1 kere gelecek o da Allah için olsun. Depremde ölebilirsin, kazada ölebilirsin yada şehid olabilirsin. Güzeli isteyene mehir pahalı gelmez... Hicret Allah'ın kolaylaştırdığına kolaydır çünkü Allah subhanehu ve teala Hicreti Nisa suresi 66.Ayette ölüme denk tutuyor: "Eğer onlara, kendinizi öldürün yahut yurtlarınızdan çıkın, diye emretmiş olsaydık, içlerinden pek azı müstesna, bunu yapmazlardı." diyor. Bende sizi çok sıkmadan, uzatmadan Sadık kardeşimizin ağzından hicretini anlatacağım inşaallah... Kardeş hicret etmeye niyet ediyor. Hazırlığını yapıyor ve bigün yola çıkması için haber geliyor. Kaçakçı varacağı şehirde onu karşılıyor. Plan belli 1 bin dolar karşılığında asi nehri üzerinden hadislerde geçen mübarek Şam topraklarına adım atmak. Kaçakçı ile yola çıkıyorlar telleri geçip, asi nehri kıyısına geliyorlar. Mevsim kış, hava soğuk... Asi nehrinin kıyısındayken hudut askeri tarafından fark ediyorlar. Kaçakçı yüzme bildiği için hemen karşı tarafa geçip, saklanıyor. Kardeş ise yüzme bilmediği için kış mevsiminde göğsüne kadar nehre girip sazlıklar arasına saklanıyor. Asker sazlıkların oraya gelince kardeş nehirde tirtir titrerken Yasin suresi 9.Ayeti okuyor: "Biz, onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık görmezler.". Ve Allah'ın yardımıyla kardeş askerin soluk sesini duyarken, asker kardeşi bir türlü göremiyor. Asker ağır küfürler ederek bağırıyor: "Nerdesin? Çık! Gördüm seni!" diyor ama boşuna Allah subhanehu ve teala askerin gözlerine set çekmiş bir kere, bir türlü kardeşi göremiyor. Asker en sonunda silahın ağzına mermiyi verip küfürler ederek sazlıkların arasına rastgele ateş ediyor. Allah'ın ikinci yardımı devreye giriyor. Domuz normalde sürü ile gezen bir hayvan. Sazlıkların içinden bir tane tek domuz çıkıyor. Asker aniden korkuyor. "Komutanım! Komutanım! Domuz var" diyor. Komutanıda askerine küfür ederek "gel lan buraya, başımızı belaya sokma, boşver" diyor. En sonunda askerler patika yoldan geri giderken Allah'ın üçüncü yardımı devreye giriyor ve yerde Suriye kimliği buluyorlar, kardeşi Suriyeli sanıp bir daha arkalarına bakmadan geri gidiyorlar... Askerler gittikten sonra kaçakçı tekrar geliyor. Kardeşe karşıya geçmesini söylüyor. Kardeş nehrin karşı kıyısına geçmeye çalışıyor ama yüzme bilmediği için boğulma tehlikesi atlatıp tekrar kıyıya geri dönüyor. Kaçakçı tekrar gidip boş bidon getiriyor. Kardeşe boş bidonları atarak yarım saat beklediği buz gibi nehirden yüzme bilmemesine rağmen Allah'ın dördüncü yardımı devreye giriyor ve kardeş boş bidonlar vesilesiyle karşıya geçiyor elhamdulillah... Sizin hiç içiniz üşüdü mü? O kardeş günler boyunca sobanın yanında içim üşüyor diyerek tirtir titremiş... Güzeli isteyene mehir pahalı gelmez... Hendek Ehlí
اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَهَاجَرُوا وَجَاهَدُوا ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ بِاَمْوَالِهِمْ وَاَنْفُسِهِمْۙ اَعْظَمُ دَرَجَةً عِنْدَ اللّٰهِۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْفَٓائِزُونَ İman eden, hicret eden, Allah yolunda malları ve canlarıyla savaşan kimseler Allah katında en büyük dereceye sahiptirler. İşte bunlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridirler. Tevbe, 20
Mostrar todo...
9🔥 6💔 1
00:41
Video unavailableShow in Telegram
Ömer bin Hattab (radıyallahu anh), muhacirlere ganimetten pay verirken “Bunu alın, bu Allah’ın size dünyada verdiği sözdür, Allâh’ın size ahiret için verdiği söz ise daha iyidir.” dedi. Bütün bunlar hicretin bereketi vesilesiyleydi. — Şeyh Enver Evl*ki (rahimehullah) Hendek Ehli
Mostrar todo...
4.72 MB
28
03:29
Video unavailableShow in Telegram
"Şehidin Mertebesi" — Musa Ebu Cafer Hoca Hendek Ehli
Mostrar todo...
22.10 MB
👍 5
Repost from N/a
Photo unavailableShow in Telegram
İnandığı gibi yaşayanlar gitti. Yaşadığı gibi inananlar kaldı...
Mostrar todo...
👍 13🕊 4 3💔 2
00:58
Video unavailableShow in Telegram
"Benden hoşnut olasın diye sana gelmekte acele ettim ey Rabbim" Hendek Ehli
Mostrar todo...
8.82 MB
16👍 1💔 1