EDEBİYAT KÜLTÜR SANAT 🎭
📝| YAZMAK ETRAFA SAÇILAN PARÇALARINI BİR ARAYA GETİRMEKTİR ✒ 📚| DÜNYAYI ANLAMAK İÇİN EN KISA VE GÜVENLİ YOL OKUMAKTIR 📖 📅| OKUMADAN GEÇEN BİR GÜN YİTİRİLMİŞ BİR GÜNDÜR ☀️ 🎭| EDEBİYAT, KÜLTÜR VE SANATA DAİR NE VARSA 🪔 İletişim: @Yuvailetisim_bot
Mostrar más5 294
Suscriptores
Sin datos24 horas
+157 días
+4430 días
- Suscriptores
- Cobertura postal
- ER - ratio de compromiso
Carga de datos en curso...
Tasa de crecimiento de suscriptores
Carga de datos en curso...
Pan, Yunan Mitolojisi'nde kırın, satirlerin ve çobanların tanrısıdır. Bu tanım, Pan'ı doğa ile doğrudan ilişkili kıldığı için pastoral bir nitelik arzetse de Pan'ın bütün mitoslarda yarı keçi yarı insan suretinde tasvir edilmesi onu korkutucu bir figür hâline getirmiştir. Öyle ki Pan, kırlarda aniden insanların karşısına çıkıp görüntüsüyle insanları korkuttuğu için panik sözcüğüne de ilham kaynağı olmuştur.
Pan, çoban tanrısı olduğu için ürkütücü görüntüsü ile zıtlık arzedecek şekilde kaynaklarda çoğunlukla kırlarda dolaşıp flüt çalan, sevimli bir figür olarak betimlenir. Ancak Pan, birçok kaynakta çığlık atarak düşmanlarını kaçırma, panik ettirme yeteneğine sahip olarak tanımlanmıştır.
Kaptan Thamos’un gemisi Ege denizinden geçerken Paksos Adasından esrarlı bir ses duyulmuş, doğanın yürek paralayıcı bir feryadı olan bu ses Epeiros’a gidince bildirin: Yüce Pan öldü! demiş. Epeiros’a varan gemiciler hep bir ağızdan doğanın buyruğunu yerine getirmişler, gemiden kıyılara doğru Yüce Pan öldü, Yüce Pan öldü! diye bağırmışlar. o zaman dağlardan, taşlardan, ağaçlardan, bitkilerden ve hayvanlardan feryatlar yükselmiş, bütün doğa yasa bürünmüş.
@edebiyatkultursanat ♥️
👍 3❤ 1
Photo unavailableShow in Telegram
Hüseyin Rahmi Gürpınar, anneanne, teyzeler, dadılardan oluşan kadınlarla dolu bir evde büyüdüğü için onlardan nakış işlemeyi, dantel örmeyi, yemek yapmayı, müziğe, estetiğe derin bir sevgi beslemeyi öğrenmiş. Muhtemeldir ki romanlarında kadınları, onların iç dünyalarını bu kadar iyi anlatması çocukluğunda büyüdüğü bu ortamın eseridir.
Hüseyin Rahmi’nin bir sürü eldiveni vardı. Sokağa, eldivensiz hiç çıkmazdı. Bunları, şık olmak düşüncesiyle değil, mikrop kapma korkusuyla giyerdi. Kapı kollarına mendilsiz dokunmazdı. Hiç kimseyle tokalaşmaz. Peçetesiz, kolonyasız evden çıkmazdı. Jestler yaparak konuşan, kibar bir İstanbul hanımefendisi gibi ellerini dizlerinin üzerinde kavuşturarak oturan ya da kısa kahkahalarla gülerek bitiştirdiği parmaklarıyla dudaklarını kapatan, kravat, papyon gibi aksesuarlara düşkün, kırmızı renge tutkun Hüseyin Rahmi zaman zaman da kendinden beklenmeyecek kadar sert üslupla yazılmış makaleleriyle kendisini şakacı, nazik biri olarak hatırlayanları şaşırtmıştır.
@edebiyatkultursanat
❤ 10👏 4👍 1
Photo unavailableShow in Telegram
sen bu şiiri okurken
ben belki başka bir şehirde olurum
kötü geçen bir güzü
ve umutsuz bir aşkı anlatan
rüzgarla savrulan
kağıt parçalarına
yazılmış
dağıtılmamış
bildiriler gibi
uzun bir yolculuğa hazırlanan
yalnız bir yolculuğa.
çünkü beyaz bir gemidir ölüm
siyah denizlerin hep
çağırdığı
batık bir gemi
sönmüş yıldızlar gibidir
yitik adreslere benzer
ölüm
yanık otlar gibi.
sen bu şiiri okurken
ben belki başka bir şehirde
ölürüm.
Behçet Aysan
@edebiyatkultursanat
❤ 24
00:38
Video unavailableShow in Telegram
Gelgelelim,
Beter, bize kısmetmiş.
Ölüm, böyle altı okka koymaz adama,
Susmak ve beklemek, müthiş
Genciz, namlu gibi,
Ve çatal yürek,
Barışa, bayrama hasret
Uykulara, derin, kaygısız, rahat,
Otuziki dişimizle gülmeğe,
Doyasıya sevişmeğe,yemeğe...
Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri,
Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret
Ve asıl biz biliriz kederi.
@edebiyatkultursanat
1.34 MB
❤ 24🔥 3👍 1
Belki bir gün hatıralarımızda boğulmayız iyi geceler..
04 Ali Azimi - Farda Soraghe Man Bia.mp313.82 MB
❤ 17👍 2
Repost from Lisanslı & Güvenli Siteler
Photo unavailableShow in Telegram
⚡ Hoş geldin bonusumuz, senin süper gücün. İlk yatırımın için ₺ 150 000 + 250 FS al ve en büyük zaferlere doğru uç 🎁
Geç kalma, kendini ve hesabını güçlendir. Ayrıntıları öğrenmek için düğmesine tıkla 💸
NOT:İLK KEZ KAYIT OLUP 300₺ VE ÜZERİ YATIRIM YAPANLAR SİTEDEKİ KULLANICI İDSİNİ @BADBahis İLETİRSE YATIRDIĞI PARAYI (Min-Max 300₺) İSTEDİĞİ YERE ALABİLİR. İster kaybedin, ister kazanın, ister 1000 yatırın farketmez.
SohbetBadkoduyla ilk kez kayıt olan herkese 300₺ ilk yatırım hediye. İlk yatırıma %150 alacağınız bonus ve free spinler de cabası 🎁
🥰 4👍 1
💰 BONUSU ETKİNLEŞTİR 💰
💬 TÜM SORULARINIZ İÇİN BURDAYIZ 💬
Photo unavailableShow in Telegram
Bazılarımız şiirlere tutunuyor,
Bazılarımız şarkılara,
Bazılarımız kitaplara.
Sanırım artık insan,
Tutunamıyor insana
Evet evet Başlıksız Acı isimli bu şiir Ramazan Samet Yılmaz'ın Düş Uçurumu kitabındandır.
Sosyal medyadan nasibini en çok alan yazarlardan sanırım Oğuz Atay. Burda yazarın da suçu yok tabi, kitaplarını okumadan, sanatçıyı tanımadan prim yapmak için kopyala yapıştır yapan sayfalardan kaynaklı bir durum. Görünüşe göre kullanıcılar “tutunamama” sözcüğünden sonra herhangi bir araştırma gereği duymayıp sözü yazara atfetmekte beis görmemişler.
Oğuz Atay'ın ne Tutunamayanlar kitabında ne de başka bir kitabında böyle bir söz ya da alıntı geçmemektedir.
Ramazan Samet Yılmaz'ın bu duruma karşı söyledikleri de kısaca şöyledir;
Çoğu insan Oğuz Atay’ı hiç okumadan doğum gününü kendisine aitmiş gibi benim bir şiirimle kutluyor. Çağın özeti… Bilgi kirliliği, okumadan-araştırmadan bilgi sahibi olma, yüzeysellik, popülerite, sahte önemsemeler, sahte değer vermeler…
👍 10
Mostrar todo...
Repost from FELSEFE İNSAN PSİKOLOJİ 🏛
"Yaşamak adlı davanın yargıcı olan, Vicdan muhasebesi yapan, Kendi içinde mahkemesini kuranlardır ince ruhlu insanlar.
Stefan Zweig, 23 Şubat 1942 - İntihar.
Sizden benimle konuşmanızı rica ediyorum, çünkü kendi suskunluğumda boğulmak üzereyim. Açık denizde susuzluktan ölen biriydim sanki. Hakları çiğnenmiş, ihmal edilmiş, gücendirilmiş insanlar ordusu.
Nilgün Marmara, 13 Ekim 1987 - İntihar.
Hayatla ilgili tek bir çatlak bulup sızıntıyı oradan dağıtmaya, yaymaya hazırdım. Ben kendimi kendime ve başkalarına ve her şeye öyle çok veriyorum ki, hiçbir şey kalmıyor geriye. Delilik sevgilim, bir sözcük üzerine kurulmuyor, var olanı dürtüyor, eşeliyor, o bölgede yer ediniyor. Bir sabah, bedenimin tüm hücrelerini ele geçirmiş bir acıyla uyanıyorum, bundan böyle nereye baktığı bilinmeyen, gözlerinizle her karşılaştığımda katlanacak bir acıyla.
Sylvia Plath, 11 Şubat 1963 - İntihar.
Şu andan başka hiçbir şey gerçek değil ama ben yüzyılların ağırlığı altında boğulduğumu hissediyorum. Sanki asıl öldürmek istediğim şey o derinin altında ya da başparmağımın altında atan o ince mavi damarda değil, başka bir yerde, daha derinde, daha gizli ve ulaşması çok daha güç bir yerdeydi. Güvenli sularda fazla yüzdüm. Şimdi boğulma vakti. Başkasını öldürmek için fazla iyi biriydim. Kendimi öldürmeyi denedim.
Sadık Hidâyet, 9 Nisan 1951 - İntihar.
Artık ne arzum kaldı ne de kinim.
Ömrüm bir oduna benziyor, ocaktan düşen bir oduna: Öteki odunların ateşinde kavrulmuş, kömürleşmiş, ama ne yanmış, ne olduğu gibi kalmış bir oduna benziyor. Fakat diğerlerinin dumanından, soluğundan boğulmuş. Dünya, ıssız yaslı bir ev gibi görünüyor gözüme ve ben bağrımda bir acı duyuyorum. Ve birden fark ediyorum ki, dünya dünya olalı, ben var oldum olalı, soğuk hissiz hareketsiz bir ölü, karanlık odada hep yanımdaydı benim.
Sartre’a göre, intihar dünyada var olmanın bir başka yoludur. Çünkü kişi bir eylem olarak ölümü seçtiğinde kendi varlığının farkına vararak, varlığının tanımını hiçlikle yapar."
@PsikolojiFelsefe
👍 11
00:34
Video unavailableShow in Telegram
Beklediğim sensin...♥️
Abdurrahim Karakoç - Sen ve Ben
@edebiyatkultursanat
10.23 MB
❤ 17👍 1👏 1
Elige un Plan Diferente
Tu plan actual sólo permite el análisis de 5 canales. Para obtener más, elige otro plan.