Kanal kapandı herkes cıkabilir

İmam Nevevî şöyle demiştir: "Bid'at ehli, fasık ve bilerek sünnete aldırış etmeyenlerden darılmayı ve her zaman için böylesinden darılmanın caiz olduğu anlaşılmaktadır.Üç günden fazla dargınlığın yasak oluşu ise kendi nefsi adına ve dünya maişeti sebebi ile darılan kimse hakkındadır. Fısk, Bid'at ehli ve benzerlerine gelince; daima onlarla dargın kalınır." (el-Minhâc Şerhu Sahîh-i Müslim: 8:656.|)

📌Aliyyul Kari rahimehullah şöyle demiştir: Yine bir kimse kumar oynarken “Bismillah” dese kâfir olur. “Bu sözü satranç oynarken de eğlencesine kâğıt oynarken de söylerse durum ve hüküm aynıdır. Yine remil atarken, fal taşlarını atarken bir kimse “Bismillah” derse, kâfir olur. “Tetimme” adlı kitapta yazıldığına göre, bir kimse şarap içmeğe başlarken, yahut zina ederken, yahut haram bir malı yerken bismillah derse kâfir olur. Buharam maldan kasıt, üzerinde ittifak edilen halis muhlis haram olsa gerek. Yine bir kimse haram yedikten sonra, “elhamdülîllah” derse bu kimsenin hükmü hakkında âlimler ihtilâf etmişlerdir. Bir kısım âlimler bu söz ile haram rızkı hatırlayarak söylerse, haramı nimet saydığı için kâfir olur. Fakat haram helâl hatıra getirmeden mutlak nimet ve rızık verdiği için Allah'a hamd ederse kâfir olmaz, demişlerdir. Mûtezile'ye göre hüküm değişiktir. Zira onlara göre haram, rızık değildir. Bize göre rizık harama da, helâla da şamildir. En iyisiniAlah bilir. Yine bir kimse bir şeyi emretmek yerine bismilllah derse: meselâ; bir kimse kendisinden izin istemek için gireyim mi, yahut kalkayım mı, yahut çıkayım mı, yahut yürüyeyim mi? derse ve ona müsaade etmek manasında öteki de “Bismillah” derse kâfir olur. Çünkü Allah kelâmını önemsiz bir yerde kullanmış, dolayısıyla hakaret etmiş oldu. Bu müsaade etmenin izahıdır. Bir şeyi emretmek için “Bismillah” demeye gelince, bu zamanda meselâ; yemek yerken bile “başlayın” mânasında bismillah denilmesi çoğu kere âdet olmuştur. Bu sebeple böyle hareket edenlere kâfir demek zordur. Hem burada bir incelik vardır. Müslümanlar bu kelime ile teberrük ederek emretme yerine büyük bir nezaket icabı, bismillah diyorlar. Yani “Allah'ın adıyla ye” demektir. Yahut Allah'ın adıyla gir, işe başla demektir. Çünkü bismillah'taki fiiller hazf edilmiştir. Bir kitap yazarı kitabını yazarken bismillah, der. Fakat Allah'ın adıyla yazıyorum. demez. Yani yazıyorum, fiilini hazf eder. “El-Muhît” adlı kitapta kaydedildiğine göre, bir kimse: “Kur'an Arapça değildir” derse Allah Teâlâ'nın; “Biz onu arap dilinde Kur'an olarak indirdik.” [yusuf 2] âyetine karşı geldiği için kâfir olur. Yine bir kimse savaşa çıkan kimseleri görse ve bunlar pirinç yiyicileridir, yemek düşmanlarıdır derse kâfir olmasından korkulur. Yani eğer ordu mensuplarını, yalnız Allah'ın savaşmak emrine itaatları dolayısıyla hakir görürse kâfir olur. Fakat bu askerin niyetinin sağlam olmadığını nazara alarak eğer bu kelimeyi sarf ederse o takdirde bu söz küfür olmaz. [Ebu Hanife (rahimehullah) Fikhul ekber serhi Aliyyul Kari

Yalnız Qadınlar❗ Kişilərin girməsinə qətiyyən halallıq verilmir❌ Çünki bu kanal qadınlar üçündür 🥰 https://t.me/craftsdiy

SONUÇ 🌙Allah'ın izni ve yardımıyla derim ki; Şevval orucuyla ilgili yazımızın sonuna gelmiş bulunmaktayız. Bu yazıda daha önce (yazının başında) geçen sorulara cevap verildi. Ayrıca; 🌙 Bu orucu inkar eden günümüz muhaddisleri(!)'nin hadislerin zayıf olduğu yönündeki şüpheleri izale edildi; 🌙 Bu konudaki hadisler hakkında genel bir değerlendirme yapıldı; 🌙 Bu hadisleri rivayet eden sahabiler ve muhaddislerin isimleri zikredildi; 🌙Bu konuya delil teşkil edecek Ebu Eyyub ve Sevban hadislerinin senedleri incelendi; 🌙 Mezkur hadislerin hasen ve sahih olduğu ispat olundu; 🌙Hadislerde itibar ve şevahid'e dair ek bilgi verildi; 🌙Bu orucun isnadına, fıkhına ve bunlarla ilgili meselelere (hadislerin manası, meşru olmasındaki hikmet vs.) dair ilim ehlinin sözleri ve görüşleri nakledildi; 🌙İmam Malik'in bu orucu mekruh görmesinden ve bunun sebebinden bahsedildi; 🌙 İlim ehlinin Malik'e karşı yönelttiği itirazlardan ve ashabının onun hilafına bu orucu mendup görmelerinden söz edildi; 🌙 Kendisi için sünnet sabit olduktan sonra İmam Malik'in görüşünü taklid edenler eleştirildi; 🌙 Son olarak da İmam Malik'in bizzat kendisinin bu orucu tuttuğu bildirildi. 💫 Konuyu özetleyecek olursak; Şevval ayından altı gün oruç tutmakla ilgili hadisler -İmam Tirmizi'nin ifade ettiği gibi- hasen sahih'tir. Bu hadislerle amel edilip, bu orucun sünnet olduğuna itikad edilmesi gerekir. İmam Malik'in, ilim ehlinin bunu mekruh gördüğüne dair sözüne -bu konuda sünnet sabit olduğu için- itibar edilmez. Ayrıca Malik'in bu sözü Bayram biter bitmez tutulan oruc hakkındadır. Çünkü burada farzla nafilenin birleştirilmesi endişesi vardır. Bilindiği gibi Allah Rasulu (sallallahu aleyhi ve sellem) Şaban ayının son günleri de oruç tutmayı yasaklamıştır. (Buhari: 1914) Bazı alimler bunun sebebinin farzla nafilenin birleştirilmemesi ve aralarının ayırt edilmesi için olduğunu söylemişlerdir. Aynı yasak farz namazla nafile namazın arasını bir şeyle ayırmadan kılma hakkında da söz konusudur. (Ebû Dâvûd: 1007) 🌙 Derim ki; Buna göre en uygun olanı bu orucun Bayram günlerinden sonra, yani Şevval'in 3. gününden başlayarak tutulmasıdır. Vallahu Âlem. Ayrıca bu orucun Şevval ayı içinde peşpeşe ya da aralıklarla tutulması arasında da bir fark yoktur. İki halde de maksat hasıl olmuş olur. Fakat Bayram'ın akabinde tutulması daha faziletli sayılmıştır. Allah, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in sünnetine uyarak Şevval orucunu tutan müslümanlardan bu orucu kabul etsin. Amin. Va Ahiru Dâvana Eni'l-Hamdu Lillâhi Rabbi'l-Âlemin!🌙 @Garip_Gencler📚

🌙 İmam Tirmizi rahimehullah "Sünen"inde Ebu Eyyub hadisini rivayet ettikden sonra şöyle der: "Bu konuda Cabir, Ebu Hureyre ve Sevban'dan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu Eyyub hadisi hasen sahih'tir. İlim adamlarından bir kısmı bu hadisle Şevval'de altı gün oruç tutmayı müstehab görmüşlerdir. İbnu'l-Mübarek der ki: "Her aydan üç gün oruç tutmak güzel bir oruçtur." Bazı hadislerde bu orucun Ramazan orucuna ilave edileceğini ve bu ayın ilk günlerinde tutulmasını tercih ettiğini fakat değişik günlerde de tutulursa caiz olacağını söyler. ... (Hadisin ravisi olan) Sa'd b. Said, Yahya b. Said el-Ensari'nin kardeşidir. Bazı hadisçiler Sa'd b. Said'i hafızası yönünden tenkit etmişlerdir. ... Hasan'ı Basri'ye, Şevval'den tutulacak altı gün orucu hatırlatıldığında diyor ki: "Bu ayda tutulan oruçla Allah; tüm seneyi oruçla geçirmiş gibi razı olmuştur." 💫 el-Camiu's-Sahih, Kitabu's-Savm, 53.bab 🌙 Derim ki; Birisi şöyle sorabilir: "Tirmizi bazı hadisçilerin Sa'd b. Said'i tenkid ettiklerini söylediği halde nasıl olur da bu hadis 'hasen sahih'tir der?" Bunun sebebi Allahu âlem şudur: İmam Tirmizi'ye göre Sa'd b. Said'in hafızasından kaynaklanan problem onun hadislerini terketmeyi gerektirecek kadar değildir. O, ayrıca bu hadisin rivayet yollarının çokluğunu ve hadisin yukarda zikrettiği şahidlerini de göz önünde bulundurarak bu sonuca varmıştır. Böylelikle hadisin bu isnada göre hasen, diğer tarikleriyle birlikte (ya da diğer tariklerinin) ise sahih olduğunu söylemiştir. 🌙İmam Nevevi ise "Müslim Şerhi"nde Ebu Eyyub hadisini rivayet ettikden sonra şöyle demiştir: "Bu hadis Şafii, Ahmed, Davud ez-Zahiri ve onlara muvafakat eden ule­manın mezheplerine açık bir delildir. Onlara göre Şevval'den altı gün oruç tutmak müstehabdır... İmam Şafii ile ona muvafakat edenlerin delili sahih ve sarih (açık) olan bu hadistir. Bir sünnet sabit oldu mu bazı kimselerin yahut ekseriyetin veya herkesin terketmesi sebebiyle bırakılamaz... Mezhep alimlerimiz dedi ki: Daha faziletli olan, bu altı günün bayram akabinde peş peşe tutulmalarıdır. Eğer bunlan dağınık tutacak yahut ta Şevval'in ilk günlerinden sonlarına doğru bırakacak olursa yine Ramazan'dan sonra arkasından altı gün oruç tutmanın fazileti elde edilmiş olur. Çünkü böyle yapan hakkında da Şevval'dan Ramazan'ın arkasından altı gün oruç tutmuş hükmü doğrudur. İlim adamları dedi ki: Bunun, senenin tamamını oruçla geçirmek gibi olmasının sebebi ise; bir hasenenin on misli ile mükafatlandırılmasıdır. Ramazan on ay, altı gün de iki ay oruç tutulmuş gibi mükafatlandırılır. Nitekim bu husus Nesai'nin kitabındaki merfu bir hadiste geçmiş bulunmaktadır." ( el-Minhâc Şh. Sâhih-i Müslim bin el-Haccac: 5/460)🌙 @Garip_Gencler 📚

İMAM MALİK'İN ŞEVVAL ORUCUNU MEKRUH GÖRMESİ VE ONA KARŞI YAPILAN İTİRAZLAR🌙 Derim ki; İmam Malik rahimehullah, ilim ehlinin bunu mekruh görmesini "Muvatta"da, "Kitabu's-Siyam"ın sonunda (no:60) zikretmektedir. ✨ İmam Nevevi rahimehullah şöyle demiştir: "Malik ve Ebu Hanife'ye göre ise bu oruç mek­ruhtur. İmam Malik, Muvatta'da şöyle der: "Ehl-i ilim­den bu orucu tutan hiç bir kimse görmedim. Onlar farz olduğu zannedilmesin diye bu günleri oruç tutmak mekruhtur demişlerdir." İmam Şafii ile ona muvafakat edenlerin delili sahih ve sarih (açık) olan bu hadistir. Bir sünnet sabit oldu mu bazı kimselerin yahut ekseriyetin veya herkesin terketmesi sebebiyle bırakılamaz. "Bazıları bunun farz olduğunu zannedebilir" şeklindeki sözleri ise arafe, aşura ve diğer mendub oruçlarla çürütülmektedir." (el-Minhâc Şerhu Sâhih-i Müslim: 5/460) 💫 İbn Kudame rahimehullah şöyle demiştir: "Şevval ayından altı gün oruç tutmak, ilim ehlinin çoğuna göre müstehap sayılmıştır. Nitekim bu minvalde Ebu Eyyub'un nakline göre, Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurur: "Kim Ramazanı oruçlu geçirir, sonra peşinden Şevval'den de altı gün tutarsa, tüm sene oruç tutmuş gibi olur." İmam Malik ise bunu mekruh görmüş ve şöyle demiştir: "Şüphesiz ilim ehli bunu mekruh saymıştır. Bunun bir bidat olmasından ve Ramazan'dan olmayan bir orucun, Ramazan'a eklenmesi anlamına gelmesinden korkmuşlardır." (Bu iddiaya, ama) Ramazan bayramının burada bir fasıla oluşturacağı, şeklinde cevap verilmiştir. Bu ayın başında ya da sonunda "peşpeşe" ya da "farklı günlerde" tutulması arasında da bir fark yoktur. Çünkü hadis-i şerif, mutlak anlamda gelmiş, herhangi bir kayıtla gelmemiştir." (el-Muğnî âla Muhtasari'l-Hıraki: 2/106)🌙 @Garip_Gencler 📚

🌙 ŞEVVAL ORUCUYLA İLGİLİ İLİM EHLİNİN GÖRÜŞLERİ🌙 Allah'ın yardımıyla derim ki; Bu konuda Ebu Eyyub ve Sevban hadislerini inceledikten ve bunların "hasen-sahih" olduğu ortaya çıktıktan sonra, şimdi de bu hadislerin isnadına, fıkhına ve bunlarla ilgili meselelere dair ilim ehlinin dediklerine geçelim inşaAllah. 🌙 Sevban hadisiyle ilgili: es-Subki'nin beyanına göre "Bu hadisin benzeri Ebu Hureyre, Cabir, Bera' b. Azib, İbn Abbas ve Aişe (radıyallahu anhum)'den de rivayet edilmiştir." (el-Menhel) 💫Heysemi şöyle demiştir: "Bu hadisi İbn Hibban kendi Sahih'inde rivayet etmiştir." (M. ez-Zevâid) 💫 Sindi bununla ilgili şöyle der: "Zevaid yazarı bu hadisin sahih olduğunu söylemek iste­miş ve: "Bu hadisi te'yid eden şahit vardır" demiştir." 💫 İbn Nekib el-Mısri, Rafii ve Nevevi'ye göre sahih olan görüşü şöyle özetlemektedir: "Şevval atından altı gün oruç tutmak menduptur. Ramazan Bayramı gününden hemen sonraki gün başlamak ve peş peşe altı gün tutmak menduptur. Şayet peş peşe tutmayıp aralıklarla tutarsa bu da caizdir." (Umdetu's-Salik: s.198) 💫 İbn Kayyim şöyle demiştir: "Şevval ayından altı gün oruç tutmaya gelince, Rasulullah'ın şöyle buyurduğu sahih'tir: "Ramazanla beraber altı günlük Şevval orucu, bütün bir yılı oruçlu geçirmeye denktir." (Zadu'l-Mead) 💫 Sıddîk Hasan Han şöyle der: "Hadisin zahirinden anlaşıldığına göre Şevval ayının ister başında, ister ortasında, ister sonunda olsun ve ister peşi peşi­ne, ister aralıklı olarak olsun bu ayda tutulan altı gün oruç yeter." (Ravzatu'n-Nediyye) 🌙el-Menhel yazarı Hattâb es-Subkî, Ebu Eyyub ha­disini açıklarken şöyle demiştir: "Hadisin manası şudur: Her yıl Ramazan orucuna ve Şevval'in altı günlük orucuna devam eden kimse, ömür boyun­ca oruç tutmuş gibi olur. Ve bir yıl Ramazan orucunu ve Şevval'in altı günlük orucunu tutan bir kimse, o yıl boyunca oruç tutmuş gibidir. Bu hadis, Şevval'in altı günlük orucunun müstehablığına delalet ediyor. Şafii, Ahmed, Davud ve bir cemaat böy­le hükmetmişlerdir. Şevval orucunun meşruiyetindeki hikmet şudur: Bu oruç, farz namazlara bağlı sünnetlere benzer. Sünnet na­mazlar, farz namazdaki bazı noksanlıkları tamir ettiği gibi, Şevval orucu da Ramazan orucundaki bazı kusurları onarır. Şafilere göre bayramın ikinci günü ve aralıksız olarak tutulma­sı daha sevabtır. Şayet aralıklı veya Şevval'in diğer bölüm­lerinde tutulursa yine sünnet hasıl olur. Ahmed'e göre fazilet yönünden aralıklı veya aralıksız tutulması farketmez." (el-Menhelu'l-Azbu'l-Mevrûd Şh. Ebî Davud: 10/191)🌙 @Garip_Gencler📚