cookie

We use cookies to improve your browsing experience. By clicking «Accept all», you agree to the use of cookies.

Advertising posts
3 814
Subscribers
-324 hours
-57 days
-2530 days

Data loading in progress...

Subscriber growth rate

Data loading in progress...

👆👆👆👆👆👆👆👆👆👆
Show all...
4💯 2
Repost from Mesut Karakaya
🔴 Anlaşılamayan şey, benim bir inanç ya da itikat oluşturmaya değil, gerçeği söylemeye çalıştığımdır. Gerçeğin hiçbir yöne, hiçbir gündeme ve hiçbir TOPLULUĞA ihtiyacı yoktur. Herhangi bir mühüre, boyun eğdirmeye, köleleştirmeye, programlamaya ve tapınmaya da ihtiyacı yoktur❗️❗️❗️ Kaynak insanın içindedir. Hatta Dünya nüfusunun %90'ı Kaynaksız, %10'u ise insandır.
Show all...
👍 5 3💯 2
Repost from Mesut Karakaya
👆👇 🔴 Bana bir kitap verin, kelime seçimi gibi anlamlarını değiştirelim ve beyninizin zaten bildiği tanıdık ama yeniden yorumlanmış bir hikaye ile değiştirelim ve otomatik olarak inanacaksınız. Çünkü insanlar bunu zaten bir kez yaptı.
Show all...
6🔥 3🤝 1
Repost from Mesut Karakaya
🔴 Peki ya Kutsal Kitaplar❓ Onları kim yazdı❓ Siz orada mıydınız❓ Ama bu dinler aynı zamanda bu dünyaya zulmedenler tarafından da kullanılıyor mu ❓ Gerçekten anlamıyor musunuz❓ Kelimelerle hokkabazlık yapılabilir ve sizin aklınızı başınızdan alacak bir hikaye uydurulabilir. Ama bu bir yalan ve uydurma olur❗️❗️❗️ Anlıyor musunuz?
Show all...
👏 6 4🔥 1
Show all...
3
Photo unavailableShow in Telegram
Arkadaşlar bu, canlı yayında bahsettiğim Kevser'in İbranice'deki orijinal hâlidir. KeVSeR'in cennette bir ırmak olduğunu unutun. Bu bir masa başı operasyonu ve gerçeği göremememiz için içine sokulduğumuz dipsiz bir kuyu. Yazım olarak farklı duran bu iki dilin alfabesi birbirinin aynıdır. KOvŞeR ile KeVSeR'in (ki ikisi de 4 harften oluşmaktadır) harflerinin tamamı birebir eşleşmektedir. İnternetten ulaşamayacağınız için bunu size gösterebilmek adına, hemen bir görsel hazırladım. Çok renkli olduğunun farkındayım, fakat ikisinin aynı olduğunu göstermek adına buna mecburdum, umarım anlaşılır olmuştur
Show all...
👍 3🙏 2
İlk dönemler Kur’ân’da Arapça olmayan kelimelerin olduğunu teoride kabul eden alimler olsa da bu azınlığı oluşturuyordu ve somut bir örnek ortaya koyanı ise olmamıştı. Ancak ilerleyen dönemlerde Kur’ân’da sadece İbranice ve Aramice de değil, çok daha fazla dilden kelimelerin bulunduğu fikrini savunan İslâm düşünürleri çıktı. Örneğin İbn Abbas (ö. 68/687), İkrime (ö. 105/723), Ebû Mûsâ el-Eş’arî (ö. 42/662), Celâleddin es-Süyûtî (ö. 911/1505) bunlardandır. (Bkz. el-Kur’ân ve Lüġatü’s-Süryân, Ahmed Muhammed Ali el-Cemel, Ezher Üniversitesi Filoloji ve Mütercimlik Fakültesi Dergisi, Sayı 42, Yıl 2007) En öne çıkanı ise Celâleddin es-Süyûtî’dir. “El-İtkân fî ulûmi’l-Kur’ân” adlı eserinde Süyûtî, “Kur’ân’da Arapça’nın dışında vaki olan kelimeler hakkında” (Bkz. Bâb 38) başlığıyla bu konuya özel bir bölüm açmış ve bölümün hemen başında “el-Müheẕẕeb fîmâ vaḳaʿa fi’l-Ḳurʾân mine’l-muʿarreb” adlı eserinin kısa bir özetini yaptığını beyan etmiştir. Anlayacağınız Celâleddin es-Süyûtî bu hususla o kadar ilgilidir ki, sırf bu konu üzerine müstakil bir eser kaleme almıştır. “Süyûtî, daha sonra Mısır Abbâsî Halifesi Mütevekkil-Alellah Abdülazîz b. Ya‘kūb’un isteği üzerine bu kitabın (yani ‘el-Müheẕẕeb’in) muhtasarını (yani kısaltılıp özetlenmiş versiyonunu) dillere göre düzenleyerek ‘el-Mütevekkilî fîmâ verade fi’l-Ḳurʾân bi’l-luġāti’l-Ḥabeşiyye ve’l-Fârisiyye ve’r-Rûmiyye ve’l-Hindiyye ve’s-Süryâniyye ve’l-ʿİbrâniyye ve’n-Nabaṭiyye ve’t-Türkiyye ve’z-Zenciyye ve’l-Berberiyye’ adlı eserini meydana getirmiştir (Kahire 1306; Dımaşk 1348; nşr. Abdülkerîm ez-Zebîdî, Beyrut 1988).” (Bkz. Türkiye Diyânet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, Süyûtî maddesi, Bölüm 2)
Show all...
4🙏 4
Show all...
4
Değerli dostlar, yayında geçen bazı noktalarda kaynak isteyenler için, zamanında kaleme almış olduğum yayınlanmamış bir makalemin, konuyla ilgili kısmını buraya bırakıyorum. Kanaatimce bu konulardaki bireysel şüpheler ortadan kalktıkça, kollektif bilinç daha da güçlenecek ve gerçeği bilip daha da özgürleşeceğiz
Show all...
🙏 3 2
İlk dönemler Kur’ân’da Arapça olmayan kelimelerin olduğunu teoride kabul eden alimler olsa da bu azınlığı oluşturuyordu ve somut bir örnek ortaya koyanı ise olmamıştı. Ancak ilerleyen dönemlerde Kur’ân’da sadece İbranice ve Aramice de değil, çok daha fazla dilden kelimelerin bulunduğu fikrini savunan İslâm düşünürleri çıktı. Örneğin İbn Abbas (ö. 68/687), İkrime (ö. 105/723), Ebû Mûsâ el-Eş’arî (ö. 42/662), Celâleddin es-Süyûtî (ö. 911/1505) bunlardandır. (Bkz. el-Kur’ân ve Lüġatü’s-Süryân, Ahmed Muhammed Ali el-Cemel, Ezher Üniversitesi Filoloji ve Mütercimlik Fakültesi Dergisi, Sayı 42, Yıl 2007) En öne çıkanı ise Celâleddin es-Süyûtî’dir. “El-İtkân fî ulûmi’l-Kur’ân” adlı eserinde Süyûtî, “Kur’ân’da Arapça’nın dışında vaki olan kelimeler hakkında” (Bkz. Bâb 38) başlığıyla bu konuya özel bir bölüm açmış ve bölümün hemen başında “el-Müheẕẕeb fîmâ vaḳaʿa fi’l-Ḳurʾân mine’l-muʿarreb” adlı eserinin kısa bir özetini yaptığını beyan etmiştir. Anlayacağınız Celâleddin es-Süyûtî bu hususla o kadar ilgilidir ki, sırf bu konu üzerine müstakil bir eser kaleme almıştır. “Süyûtî, daha sonra Mısır Abbâsî Halifesi Mütevekkil-Alellah Abdülazîz b. Ya‘kūb’un isteği üzerine bu kitabın (yani ‘el-Müheẕẕeb’in) muhtasarını (yani kısaltılıp özetlenmiş versiyonunu) dillere göre düzenleyerek ‘el-Mütevekkilî fîmâ verade fi’l-Ḳurʾân bi’l-luġāti’l-Ḥabeşiyye ve’l-Fârisiyye ve’r-Rûmiyye ve’l-Hindiyye ve’s-Süryâniyye ve’l-ʿİbrâniyye ve’n-Nabaṭiyye ve’t-Türkiyye ve’z-Zenciyye ve’l-Berberiyye’ adlı eserini meydana getirmiştir (Kahire 1306; Dımaşk 1348; nşr. Abdülkerîm ez-Zebîdî, Beyrut 1988).” (Bkz. Türkiye Diyânet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, Süyûtî maddesi, Bölüm 2)
Show all...